Steinberg’den Cubase, Emagic’den Logic, Ableton’dan Live ve Presonus’tan Studio One da dahil olmak üzere birçok işitsel uygulamada olduğu gibi Samplitude da yaşamına Almanya’da başlamıştır -ancak bunlardan farklı olarak, kökeni eski Doğu Bloğuna dayanmaktadır. Tilman Herberger ve Titus Tost, eski Doğu Almanya’da üniversite öğrencisiyken tanıştılar ve bir şekilde Commodore Amiga mikro bilgisayarların ilk versiyonlarından birini elde etmeyi başararak Demir Perde günlerini değerlendirdiler. Samplitude’un ilk versiyonları bu platform ile geliştirilmiş ve ülkenin birleşmesinden sonra piyasaya sürülmüştür. Herberger ve Tost, başlangıcından itibaren tamamen sade olan bu uygulamayı 1994 senesinde Windows platformuna uyarladılar. Ve geliştirme sürecinin de başında olmaya devam ettiler.
Magix şirketi 1993 senesinde kurulmuştur ve Samplitude gibi profesyonel araçların yanı sıra müzik, video ve fotoğraf pazarları için çok sayıda multimedya ürünü geliştirmiştir ve şu anda 330 çalışanı bulunmaktadır. Şirketin merkezi Berlin’de olsa da Herberger ve Tost hala onlarla Ocak ayında tanıştığım Dresden’da büyük bir yazılım geliştirme takımını yönetiyorlar.
İlk günlerinden itibaren, Samplitude’un arkasındaki felsefe iki temel özellik ile tanımlanmıştır: düzenleme ve işleme süreçleri için ‘nesne yönelimli’ yaklaşım ve ses kalitesinin saflığına hastalık düzeyinde adanmış olmak. Kuruculardan Tilman Herberger’ın sözleriyle: “Mümkün olan en küçük düzeyde gerçek-zamanlı efektler olmasının mantıklı olacağı fikrini en başından beri benimsemiştik. Eşitleme yaparken bir parçanın tamamını kullanma fikrini sevmemiştik, bu nedenle aklımızdaki şey her bir klibi bir sonrakinden bağımsız olarak ele alabilmekti. Diğer bütün yazılım araçlarımız da aynı zararsız nesne yönelimli düzenleme anlayışını paylaşmaktadır. Bu, günümüzde video alanında yaygın olsa da işitsel alanda o kadar yaygın değildir -ve biz bunu iki alanda da kullanıyoruz. Sadece bir parça gerektiği ve artarda 20 efekt kullanabileceğiniz için projeyi netleştirir. Aynı zamanda, 5 dakika içinde ne olacağı veya 3 dakika önce ne olduğu fark etmeksizin sadece gerçek zamanlı işitsel efektlerin işlenmesi gerekeceği için CPU kullanımı da azdır. Özellikle, klasik müzik alanında olduğu gibi, yüzlerce ya da binlerce kesit ile uğraşmak zorunda olanlar için son derece kullanışlıdır.”
“Sade olması bu nesne-yönelimli efektleri yapmakta çok yardımcı olmaktadır. Bir efektten diğerine gerçek zamanlı olarak hatasız geçiş yapmak bir DSP kart için çok zordur, ama sade bir işlemci için bu çok daha kolay olmaktadır -basit diyemiyorum çünkü sıkı programlamadan bahsediyoruz, ama sadelik burada bir avantaj.”
Herberger, ses programları arasında ses dalgalarıyla ilgili farklılıklar olmadığı fikrine şüpheyle bakıyor. “Bundan birkaç sene önce bir konservatuar tarafından gerçekleştirilen bir testte dijital ses iş istasyonları karşılaştırıldı -sadece parçaların miksajı [örneğin toplama]- ve sonrasında çok iyi bir kör dinleme testi gerçekleştirildi. Bu kategoride pasif direnç kullanarak miksaj da bulunmaktaydı çünkü herkes ‘bunun analog düzeyde ses sinyallerini mikslemenin en iyi yolu olduğunu’ söylemektedir. Bu yarışmayı, bir veya iki başka dijital ses iş istasyonu ile birlikte analog dirençler bakımından aynı düzeyde kabul edilerek kazandık, çünkü bu dinleyicilerin ayırt edemediği bir gruptu.”
“Bence ses kalitesiyle ilgili en önemli şey hata yapmamaktır. DSP’de hata yapmamalısınız. Bu büyük bir hedef ve piyasadaki birçok üretici çok sayıda hata yapıyor ve zekice olmayan teknikler izliyor, ve eğitimli bir kulak bunları kolaylıkla fark edebiliyor. Altı ya da yedi sene önce Samplitude için bir yama yayınlamıştık ve günün birinde Amerikalı bir eleman bizi arayarak ‘Selam, programınızda yanlış bir şeyler yaptınız. Ses şu anda kötü’ dedi. Çeşitli ölçümler ve testler yaptık ve uzun süre sonra 24-bit dönüştürücü kullanarak örnek seviyesine kadar yaptığımız gezer-nokta hesaplamalarında sesin 24. bitinde titreme ayarı yapmayı unuttuğumuzu keşfettik. Dürüst olmak gerekirse ben bunu duyamadım -ama bunu ölçebilirsiniz, ve Samplitude gibi büyük bir programda bunun gibi hatalar yapabileceğiniz binlerce nokta bulunmaktadır.”
Titus Tost söze “Özellikle sıfırdan geçiş bölgesindeki küçük dalgalarda, negatiften pozitife geçerken yuvarlamada sorunlar olabiliyor. Bütün bunları kulağa iyi gelecek şekilde bir araya getirmek deneyim gerektiriyor.” diyerek devam etti.
Nesne yönelimli düzenleme ve ses kalitesinin doğruluğuna karşı olan iki taraflı bağlılık Samplitude’un gelişiminin merkezi olagelmiştir, ancak Pro X başta kullanıcı arayüzü olmak üzere bazı alanlarda büyük değişiklikler barındırmaktadır. Tilman Herberger’a göre “Programın yeni kullanıcı arayüzü için çok çalıştık çünkü biliyoruz ki insanlar onları bulamazlarsa ayrıntılardaki derin özelliklerin orada olmasının bir anlamı olmaz ya da kullanıcı arayüzüyle çalışmak zorlaştıkça alınan haz da azalır!”. “Bence bu modern bir kullanıcı arayüzü. “Yeni kullanıcı arayüzünün amacı: açık bir yapıya sahip olması ve aktif olan her şeyin görülebilir olmasıydı -tabi, istenildiği takdirde!”
Herberger ve Tost, Independence sampler sayesinde Samplitude’un kapsamlı özellik serisinde önemli bir boşluğun kapandığını ve bütünlüğün sağlandığını kesinlikle görebilmektedir. Herberger, “Bence en önemli yeni özellik Sarı Araçlar işlevinin eklenmesi oldu” şeklinde devam etti “bunun sebebi daha önceki versiyon da bulunmayan bol miktarda mükemmel samplelanmış işlevi size sunmasıdır. Bu diğerlerindeki gibi standart bir sample bankası değil -sampleları üreten eleman bu işe bütün enerjisini verdi.”
Magix son olarak, ana metinde de değinildiği gibi, 18 yıllık Windows uygulaması tarihine sahip Samplitude Pro X’in yakında Mac OS X için de piyasaya sürüleceğini duyurdu. Görünen o ki bu, kullanıcı istekleri arasında ön plana çıkan bir talepti ancak programı uyarlamak kayda değer geliştirme kaynakları gerektiren büyük bir projedir. Titus Tost, “Son 18 sene boyunca karmaşık bir ürün gelişimi oldu ve her şeyi Mac versiyonuna koymak o kadar da kolay değil” sözleriyle durumu açıkladı.
Tilman Herberger, “15 sene önce sadece iki kişiydik ve bir Mac versiyonu hazırlamak bizim için söz konusu değildi,” şeklinde söze devam etti “ama şimdi bir şirketimiz, bir geçmişimiz ve bunun mantıklı bir adım olacağından emin olmak için piyasaya erişimimiz var.”
Tost, “Ve Mac’te Intel İşlemcileri var!” diye ekledi.
Şirket olarak piyasaya sürülmesine adanmış olsalar da, hala kesin bir tarih belirlenmiş değil. Herberger, “Piyasaya tutarsız ya da gerçekten bitmemiş bir versiyonla çıkmayacağız” sözleriyle kararlılığını gösterdi. “Bu her zaman profesyonel alandaki politikamız olmuştur. Profesyoneller için ses kalitesi ve tutarlılığı en önemli özelliklerdir.”
